Biz Türkler için en ideal güzergahlardan bir tanesi Beyrut.
İlk olarak vize yok. Kültür, insanlar, iklim bize çok benzer hatta aynı bile diyebilirim.
Yunanistan gezisinde dediğim gibi bizi 4 mevsimin aynı anda yaşandığı tek ülke diye resmen yemişler. Lübnan'da 2 gün kaldım ve 4 mevsimin orada da yaşandığına bizzat şahit oldum.
Gece uçağıyla gittik. Biraz gecikmede yapınca sabaha karşı 4 gibi indik. Otel rezervasyonu yaptırmamıştık ve klasik olarak boş boş etrafa bakan biz turistlere hemen taksi şoförleri yanaştı. Gözüme kestirdiğim güven uyandıran bir tanesiyle şehir içine gitmek için pazarlığa başladık. 20$ anlaşmamızın sonucu ama kapıyı 50$ dan açmıştı. Bu başarıma birde bana ayarladığı 2 kişi günlük 75$ lık otel de eklendi :). Değmeyin keyfime.
Otel şehir içinde ve tüm turistik merkezlere yakın. Güvenli bir yerde. Etrafı 24 saat aktif.
Uykumuzu alabilmek için hemen yattık sabah 7-8 gibi uyanmayı planlıyoruz. Bu arada fiyata kahvaltı dahil :)
Kahvaltıları bizimkine yakın sayılır. Labne peynir, zeytin, çay, bal ve ekmek. Hatta domates ve salatalık var. Bazen yurt dışında hakikaten ızdırap olabiliyor.
Gece karanlığında anlamamışız ama görünce hafif bi şok yaşattı.
Nereye geldik biz oluyor insan.
Düşünün bir kere otelin kapısından çıkıyorsunuz ve sizi böyle bi manzara karşılıyor.
Harap bir bina , köhne dükkanlar!!!
Ama gezinin ilerleyen saatlerinde anlıyoruz ki. Bu durum Beyrut için gayet normal.
Çok lüx ama hakikaten lüx bir araba yada ev ile harap olanı yan yana bulunuyor burada.
Mesela ara sokak da toz için de bir ferrari görmeniz çok doğal.
Neyse detay vermeye sonra devam edelim.
Sahile iniyoruz öncelikle.
----Devam edecek----
İlk olarak vize yok. Kültür, insanlar, iklim bize çok benzer hatta aynı bile diyebilirim.
Yunanistan gezisinde dediğim gibi bizi 4 mevsimin aynı anda yaşandığı tek ülke diye resmen yemişler. Lübnan'da 2 gün kaldım ve 4 mevsimin orada da yaşandığına bizzat şahit oldum.
Gece uçağıyla gittik. Biraz gecikmede yapınca sabaha karşı 4 gibi indik. Otel rezervasyonu yaptırmamıştık ve klasik olarak boş boş etrafa bakan biz turistlere hemen taksi şoförleri yanaştı. Gözüme kestirdiğim güven uyandıran bir tanesiyle şehir içine gitmek için pazarlığa başladık. 20$ anlaşmamızın sonucu ama kapıyı 50$ dan açmıştı. Bu başarıma birde bana ayarladığı 2 kişi günlük 75$ lık otel de eklendi :). Değmeyin keyfime.
Uykumuzu alabilmek için hemen yattık sabah 7-8 gibi uyanmayı planlıyoruz. Bu arada fiyata kahvaltı dahil :)
Kahvaltıları bizimkine yakın sayılır. Labne peynir, zeytin, çay, bal ve ekmek. Hatta domates ve salatalık var. Bazen yurt dışında hakikaten ızdırap olabiliyor.
Gece karanlığında anlamamışız ama görünce hafif bi şok yaşattı.
Nereye geldik biz oluyor insan.
Harap bir bina , köhne dükkanlar!!!
Ama gezinin ilerleyen saatlerinde anlıyoruz ki. Bu durum Beyrut için gayet normal.
Çok lüx ama hakikaten lüx bir araba yada ev ile harap olanı yan yana bulunuyor burada.
Mesela ara sokak da toz için de bir ferrari görmeniz çok doğal.
Neyse detay vermeye sonra devam edelim.
Sahile iniyoruz öncelikle.
----Devam edecek----
Ve Ondan aldığı haplar sayesinde, resimlerde gördüğünüz evsiz tipden, başarılı bir New York'luya dönüşür.
