7 Haziran 2012 Perşembe

NC700X HüSaM ve Yunanistan Gezisi -Part 1-

Sayfa trafiğim fazla olmadığı için açıklama gereği hissettim.Aslında bu başlık NC700X'i (HüSaM) tanıtmak için açılmıştı.Zamansızlıkdan -coming soon- yazıp bırakmıştım.Kısmet Yunanistan gezisi sonrası yazmakmış.Bende bir taşla iki kuş vurmak istedim.Hem NC700X'i yani HüSaM'ı (plakadan dolayı adını trafik şube müdürlüğü koymuş oldu :)) hemde Yunanistanı tanıtmak istedim.

Garaefe'yi (Kawasaki er6f) sattıkdan sonra yeni bi motosiklet arayışı içindeydim. Aklımda CBF1000 veya BMW f650GS vardı. Lakin fuara Honda yeni motosikletler getirecekti. Bunlardan biri de NC700X. Uzun araştırmalardan sonra kararımı verdim.Ben bu motoru alacam arkadaş.
Fuarda gördüm beğendim ve aldım.
Az yakar , iyi kaçar.Parça kalitesi güzel. Honda pek bi eksik bırakmamış. Keşkeleri yok mu? Tabii ki var. Vites göstergesi cuk otururdu mesela.Ön cam biraz daha uzun olabilirdi. Resme aldanmayın ben ön cam, motor koruma demiri, yan koruma demirlerini sonradan aldım.
Yakıt cimrisi dedik ya.Ortalama 3.2L/100Km. Bu değer tabiki normal seyir olarak elde edilebiliniyor. Yazının devamında Yunanistan gezisinde 4.6L lere çıktığınıda göreceksiniz.Maksimum hızı 195Km/h civarında.Titreme (vibrasyon) yok denecek kadar az.ABS standart hem de combinet.

NC700X size güven veren ve sizi kolay kolay yolda bırakmayacak bi motosiklet.Almayı düşünen arkadaşlar düşünmeye devam etsin biz icraat adamlarıyla devam edelim :) . (Daha da fazla bilgi isteyenler için http://www.cbfturkiye.org/forum/viewtopic.php?f=8&t=12679
http://www.cbfturkiye.org/forum/viewtopic.php?f=4&t=12678 )

Mayıs sonu Haziran başı (2012) CBF TÜRKİYE 'de Yunanistan Gezisinden konuşulmaya başlandı.Ben de tıpkı HüSaM'ı alırken nasıl muhalefet ettiysem Arkadaş bu paraya bu motor alınmaz diye , Yunanistan Gezisi içinde Yok çok masraflı ben gelemem diye beyanatta bulundum. Sonra Yengen vizesini alınca işin rengi değişti.

Not:Bu paraya bu motor alınır. Neden diyenler, yakıt avantajını vergi dezavantajıyla karşılaştırabilirler.

Program şöyleydi: 2.Grup yani biz 09 Ağustos'da İstanbuldan çıkıp 6 gün Yunanistan'da gezecektik.1.Grup yani onlar, bizden önce Fransa'dan gezilerine başlayacak ve Parga'da bizimle buluşacaklardı.,


Daha Büyük Görüntüle

Önce bizleri tanıtayım:

Ateş-Levent-Rıza-Çetin-Ragup-Emre
Ateş,1200GS,Büyükşef (Lider)
Rıza,CBF600,Kaptan,Sütçü Ali'nin Oğlu
Çetin,VFR1200,Iceman
Ragup,1200GS,Simyacı
Levent,NC700X,Albay
Emre,NC700X,Che,Polidoryon


Birde Onlar var.Onlar var ya onlar. Onlar tam bi çete. Aralarında vampir bile var.

Hakkı,1200GS ADV,Vampir,Yaşlı Kurt, Hoca, Master Yoda...
Ali,CBF600, Öncü Kuvvet,Gizli Silah, Saylonlu Terbiyecisi
Nuri,CBF1000,Coolman,Uzo Supplier
Berk,1200GS ADV,MapGuy, Çılgın
Berk-Nuri-Hakkı-Ali















Neyse biz devam edelim. Sabah 06:30'da Bodrum otobüsünden indim.Hazırlık falan derken 09:50'de köprüdeydim.

9112Km
Yan çantalar için ERİŞ'e sonsuz teşekkürler
Gezi böyle başladı.














Bi İH klasiği olarak Beylikdüzü Bauhaus önü buluşma noktamız.
Kaptanın arkasın da Ragup Abi var.Aman dikkat :)

















Kaptan mutlulukdan havalara uçuyor.Burada son kontrolleri yaptıkdan sonra vira bismillah deyip çıktık yola


İlk durak Tekirdağ köfte.Ben köftelerin fotoğrafını çekmeyi unutmuşum .Ama zaten sevmem.Ben Tekirdağ'ın Rakısını severim. Onuda motor kullandığımız için içemedik :( .


Sonrasında gezideki ilk güzel an.Çetin Abi'nin benzini bitti.Beylikdüzünden yola çıkarken Ateş Abi sordu "depolarınız dolu mu?" diye. Hepimiz evet dedik.Baktım Çetin Abi benzinliğe giriyor.İçimden dedim ki "Yaw madem depon dolu değil neden söylemiyorsun be adam.".Meğer olay benim sandığım gibi değilmiş. Ben tüm motorlarımda yakıt sarfiyatını gözettiğim için alışkın değilim tabi 200Km de bir benzin almaya.












Sonrasında doğruca Şarköy.Sedef Otel ilk durağımız.İstanbulluların kaçıp kaçıp gittiği Şarköy bildiğin Büyükçekmece.Hiç o kadar uzağa gitmeye gerek yok.Sedef Otel vasat ama baya vasat bi otel.Fiyat fene değil. Şarköyün denizi yosun dolu ,sığ ve kirli.Çay bahçesinde 5 erkeğiz diye bizi uyardılar "Burası aile yeri." diye. Tabii Rıza Kaptan verdi ağızlarının payını.


Şarköy Plajı

Şarköy'den Atatürkçü bi ev
Utanmadan birde İstiklal Marşı okudu pavyonda!!!
Şu foto da gördüğünüz şey. Şey diyorum çünkü erkek yada kadın değil, o yüzden isim bulamadım.Bize, gece 2'ye kadar sesiyle işkence etti.
Otelin hemen yanındaki, yazlık pavyon kılıklı mekanda, o kart sesiyle böğürüyordu.Allahım, Yunanistan Gezisinin en kötü anı ne deseler ilk aklıma bu gelirdi sanırım. Şu Aile Yeri meselesi birde başıma Adıyaman'da gelmişti.Şayköy neresi Adıyaman neresi? Demek ki bazı kafalar aynı.Ama anlamadığım aileye bu kadar önem veren kişiler bu sese nasıl tahammül ediyorlar.

Sabah Levent Abi'nin gelişiyle 2.Grup tamamlanmış oldu.

Hazırlıklar tamam.
Şarköy'den Benzinlerimizi alıp çıktık.10-15Km gitmiştik ki gezinin ilk kötü sürprizi Ragup Abi'nin lastiği patladı.Ama endişeye hacep yok.Adam Tam Teşekküllü Kameraman Cevat Kelle. Hemen patlak lastik için sprey köpük çıkarttı o an anladım ki ben 25 Avro verip boşuna Lastik Tamir Kiti almışım.
Takım ilk sınavını burada verdi. Levent Albayım aşağı güvenliği, ben yukarı güvenliği sağladım. Ateş Abi, Mobil Güvenlik, reflektör yerleştirildi, Çetin Abi ve Kaptan her iltimale karşı aportta bekliyorlar. Herşey kontrol altında. Köpük bizi Malkara'ya kadar götürdü.
Lastikci bulmak kolay değil koca sanayide hiç biri motor lastiği değiştiremiyormuş yada uğraşmak istemediler.Sonra bulduk bi tane .O da çırak istedi.Ben gönüllü oldum :)

 Buda Hacı Sakıp Ağa.Malkara eşrafından.Cuma'n mübarek olsun dedim.Elini öptüm.Büyüklere saygıda sınır tanımıyorum.
1 TL (kısa günün karı)
 Saolsun o da gereğini yaptı :)
Silah omza(süpürgede olur)






















 Ve tabii eğitim şart dedik.Hazır Albay var yanımızda.Askerde çavuşlardan eğitim aldık.Birde Albay kontrol etsin istedik.Bilgi tazeleme maksadıyla :)

Ve heyacan dorukda ilk defa motosikletimle (yada başka bi değişle karayolu ile) gümrükden geçeceğim.
Sıcak hava, biraz havalanmak lazım.


Efendim önce gerekli evraklardan bahsedeyim.
1-Uluslararası ehliyet.Eski adıyla ki hala belge de öyle yazıyor "Beynelminel Şöför Ehliyetnamesi".Yuh dedim , yıl 2012 adamlar artık konuşulmayan bi lisan (aksan) kullanıyorlar resmi belgede.http://www.turing.org.tr/tr/uluslararasi_ehliyet.asp
2-Green Card .Burada reklam alıyorum hemde beleş .İstanbul'daki motorcu camiasının yakından tanıdığı "Şair Sigorta"dan alınabilir 22Avro karşılığı tabii.
3-Ehliyet
4-Ruhsat
5-Kasko ve yurtdışı zeyilnamesi (isteğe bağlı).Evet isteğe bağlı ama bu nokta da aklınıza şunu getirmeniz lazım.Diyelim ki grup sürüşü yapıyorsunuz ve bi kaza yada kırım yaşadınız .Grup üyelerini bekletip tüm geziyi rezil etmek mi istersiniz yoksa "Arkadaşlar siz devam edin ben çekiciyle geri dönüyorum" demek mi?
6-Ferdi kaza sigortası (isteğe bağlı).Bunu açıklamama gerek yok sanırım.(110TL)
PS:Artık motosiklet ruhsata işlendiği için başka belgeye ihtiyaç yok.(Sanırım yanlış yazıyorum ama TİPTRİK gibi birşey di)
Artık gümrükdeyiz.3 tane TR tarafında müracaat gişesi  var .Girişte plakanızı alıyorlar(Dikkat edin doğru yazsınlar, bizimkini yanlış yazmışlar 2. gişede sistemde görünmedi)
 2.gişe belgelerinizi verdiiğiniz yer(ehliyet ruhsat)
3. gişe ise biraz anlamsız çünki tekrar plaka soruyorlar.Tabii biz olayın heyecanı ile "Yaw arkadaş sizin yaptığınız iş biraz gereksiz değil mi?" diyemekdik.
Sonra Yunan tarafı
tek gişe var (mantıklı olarak)
Uluslararası ehliyet ve Greencard burada soruluyor.
İşte yunanistandayız artık.

Hemen mola verdik .Önce bi adapte olmamız lazım.Neden diye soracak olursanız.Başka bi dünyaya girdik.Yollar düzgün, arabalar motor gördümü kaçarcasına kendilerini emniyet şeridine atıyorlar.Bizde alışkın olmadığız için alışalım ve Ateş Abi ayranını içsin diye "Kerbela" gibi bir yerde durduk.Sadece tuvalet vardı. :) Hala Turkcell çekiyordu (Turkcell'e bağlan hayata diye boşa demiyor adamlar) bizde ailelerimize çıkış yaptığımızı bildirdik.
İlk durak Kavala.Derler ya ilk izlenim önemlidir diye.Kavala Yunanistanı sevmem de önemlidir.Resmen küçük İzmir.
Sessiz, sakin.Ve o lokanta.  Panos Zafira. Arkadaş biz İstanbulda deniz mahsulü yemiyormuşuz ben onu anladım.
Hem lezzetli hem ucuz hem de esnaflık görün.Çetin Abi GRS im kayıp dedi diye.Adamlar bizimle bir ilgilendi bir ilgilendi ki sormayın.Yanlarından ayrıldıkdan sonra bile telefonla arayıp bulup bulamadığımızı sordular.(Sonra Çetin Abi'nin çantasından çıktı :))



Garson kız Türkçe biliyor; kaldıki her lokantada Türkçe bilen biri var.Swetlana CBF in 2 senedir müdavimi olduğu lokantanın garsonu.

Salata geldi hem de havyarlı.
Karidesler o biçim.Bizdeki gibi güveçte tereyağlı değil .Harbi Karides tadı geliyor insanın ağzına.(Yazarken bile ağzım sulandı.) Ahtapot geldi ama özel.Güneşde kurutulmuş.Ekmek hele o ekmek.Arkadaş hiç bişey sipariş etme sadece ekmek ye .O kadar lezzetli.
Yazdıklarım yanlış anlaşılmasın yabancı hele Yunan hayranı değilim hatta "Milliyetçi" bile sayılırım ama "Sezarın hakkı Sezara " arkadaş.
Burdan idda ediyorum.Biz Türkler Orta Asya da zeytin mi gördük ki zeytinyağlı yapmayı bilelim.Besbelli onlardan öğrenmişiz.




Vize kolaylığı ortamı hareketlendirmiş.Esnaf'ın yüzü Türkler sayesinde gülüyor.
Bi GS gördük karı-koca başbaşa gelmişler.Biraz soğuk tiplerdi ,kanım ısınmadığı için  foto bile çekmedim  .Sonra 3 aile geldi onlar da Avrupa seyahatlerinin sonuna gelmişler son durak Kavala .Biraz sohbet ettik foto çekmeyi unutmuşum.:)



Derken bi baktık 2 motor var TR plakalı.Ankara'lı olduklarınız öğrendiğimiz kişiler (zira kask bile çıkartmadılar) Balkan turundan dönüyorlardı.




Sonra biz Sakız geçişinde kullanacağımız feribotun check-in işlemlerinin peşine düştük.Bu kadar rahat olmayan tek Akdeniz ülkesi biziz sanırım.Çalışan adam bulmak bazen imkansız.Lokantada bile personel  3 'de istirahate gidiyor 7'de tekrar geliyor.
Limana giderken
Liman da in cin top oynuyor.Feribot 6'da olduğu için kapalıymış.Sonrasında Çetin ve Ateş Abi halletti sağolsunlar bizim check-in işini.
Limanda, Şarköy yolunda bir gün önce otostop çekerken gördüğümüz adama rastladık.Unutmak mümkün değil tipe bakar mısınız.
Sanırım Kavala Kalesi
Kaptan saç ektiriyor :)
















 Çetin Abi GPS'ini kaybetti, telaş içinde 1 saat aradık.Baktık ki yok lokantaya telefon numaramızı bırakıp.Akşam kalacağımız Asprovalta'ya doğru yola çıktık.Saint George Hotel'e ulaştığımızda hava kararmak üzereydi.Yerleştik ve işi biten lobiye inmeye başladı.Ateş Abi ilk gelen zaten yüzündende belli :) İlk gelmiş canı sıkılmış.




Ekip tamam şimdi keşif zamanı.Her ne kadar denizine giremesekde Asprovalta güzel bi sahil kasabası.Yemekler, insanlar, çarşı cıvıl cıvıl.Bizde de yorgunluk olunca pek geç saatlere kalamadık ama otel çalışanlarının söylediği kadarıyla gece klupleri fena değilmiş.



Sabah erkenden kalkıp yola koyuluyoruz .İlk hedef 1. Grup ile buluşma.














Yazar Notu:

Yorum yaptığınız ve "İzleyici" olduğunuz için şimdiden teşekkürler....

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Vaaay neler oluyormus buralarda?

    Not: silinen yorum da bendim adim dogru gorunmedigi icin sildim.

    YanıtlaSil